İsrail lobisinin her türlü baskısına rağmen sanat dünyasında Filistin halkından yana direniş devam ediyor. Bağımsız Amerikan sinemasının önemli festivallerinden Sundance Film Festivali’nde yüzlerce sinema emekçisi Filistin için birleşti. Utah’ta gerçekleşen ve 18 Ocak’ta başlayan 40. Sundance Film Festivali’nin ilk gününde 700’den fazla film yapımcısı, sanatçı, küratör ve sektör çalışanı, Filistin’i desteklemek için yeni kurulan ‘Filistin İçin Film İşçileri’ grubunu duyurdu. Grup, 18 Ocak’ta internet sitesinden de yayımladığı açık bir mektupta, Sundance katılımcılarını ve organizatörlerini festival boyunca yapılan konuşmalar, paneller ve diğer programlarda İsrail’in Gazze’ye devam eden saldırılarına dikkat çekmeye çağırdı.
‘Ekranları dolduran görüntüler zulmü durdurmadı’
İngiliz yönetmenler Mike Leigh ve Ken Loach, Kızılderili asıllı sanatçı Sky Hopinka, Oscarlı aktör Susan Sarandon, sanatçı Molly tarafından da imzalanan bildiride, “Film yapımcıları ve sinema çalışanları olarak bize sözlerimizin ve görüntülerimizin güçlü olduğu ve çalışmalarımızın adaletsizliği sona erdirmeye yardımcı olabileceği söylendi. 100 günden fazla bir süredir İsrail’in Gazze’deki soykırımına ilişkin görüntüler ekranlarımızı doldurdu ancak bu devam eden zulmü durdurmadı” denildi.
‘Abluka sona ersin’
Grubun mektubunda ateşkes, İsrail’in Gazze’ye yönelik 16 yıllık ablukasının sona ermesi ve tüm Filistinli tutuklu ve rehinelerin serbest bırakılması talep edildi. Aynı zamanda ABD’yi İsrail’e askeri yardımı durdurmaya çağıran ‘Filistin İçin Film İşçileri’ grubu, İsrail’in Filistin’deki işgaline son verilmesi yönünde daha geniş bir talepte bulunarak, ‘yalnızca ABD’nin müttefiklerinin kendilerini savunma hakkına sahip olduğunu varsayan çifte standardı’ da kınadı.
Mektupta, “Topluluğumuzun bir gün bu korkunç soykırımı belgeleyen filmler yaratıp savunacağının farkındayız, ancak çoğu kişi hala hayat kurtarma şansımız varken sessiz kalıyor” ifadeleriyle, Gazze’de yaşanan drama sessiz kalanlar da eleştirilirken, “Sektörümüz her zamanki gibi işlerine devam edemez” ifadesi kullanıldı. İmzacılar arasında Crabapple, yapımcı James Schamus ve Filistinli film yapımcısı Larissa Sansour da yer aldı. Grubun açık mektubunun tamamı ve imzacıları ‘filmworkersforpalestine.org/’ internet adresinden görülebilir.
‘Alman kültür kurumlarının yasağını reddediyoruz’
Filistin İçin Film İşçileri grubunun açık mektubunda, Almanya gibi ülkelerde Filistinden yana tavır alan sanatçılara uygulanan baskı da şu ifadelerle eleştirildi:
“Ortak kültürel alanlarımızın özgür bir Filistin’i savunan film yapımcıları, sanatçılar ve destekçiler için güvenliği artırmasını bekliyoruz. Ve yine de Berlin’den Los Angeles’a kadar meslektaşlarımız, insan hakları uzmanları tarafından defalarca soykırım olarak değerlendirilen bir askeri kampanyaya karşı olduklarını dile getirdikleri için taciz edildi, tehdit edildi, kişisel bilgileri silindi, disipline edildi, sansürlendi ve kovuldu. Alman kültür kurumlarının, Filistinlilerin kendi kaderini tayin hakkını destekleyenlere uyguladığı yasağı reddediyoruz, tıpkı ABD Kongresi salonlarına ulaşan Filistin yanlısı konuşmaları suç sayma çabalarını da reddettiğimiz gibi. Ana akım medyanın Filistinlileri insanlıktan çıkaran, önemli tarihsel bağlamı kasıtlı olarak ihmal eden ve Arap ve Müslüman topluluklarını kötülemeye devam eden önyargılı haberlerini reddediyoruz. Soykırıma yönelik şiddete ve apartheid gerçekliğine son verilmesi çağrısında bulunanları susturmak ve kınamak için kullanılan antisemitizm suçlamalarının alaycı bir şekilde silah haline getirilmesini reddediyoruz. Bu korkutmalara rağmen sessizliği reddediyoruz çünkü yapabileceğimiz en az şey konuşmaktır.”
Kaynak: Karadeniz Gazetesi
yorumunuz